9 Kasım 2007 Cuma

O'nun gözünden bir görebilsek...

Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur.

Tam bağımsızlık denildiği zaman, doğal, siyasal, mali, adli, askeri, kültürel ve her alanda tam bağımsızlık anlaşılır, ama bilinmelidir ki tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla gerçekleşir.


Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.

Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk ekonomisi, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.

3 Temmuz 2007 Salı

Güle Güle Beni Galatasaray'a aşık eden Büyük Adam!

Dedem "Büyük Adam" derdi senin için, "O" da çok "Büyük Adam"dı. Ama "O" da senin gibi "Sen" de onun gibi gittiniz.

Ama gitmeyi başaramadınız bilin bunu. Dedemle birlikte seni izlediğim, konuştuğum anlar hiç bir yere gidemez. "O" gidemedi, bırakmadım, bil ki "Sen"i de bırakmayacağım hatıralarımdan.

Umarım orada buluşabilirsiniz, eminim asırlar boyu sohbet edersiniz.

Güle Güle Beni Galatasaray'a aşık eden Büyük Adam! Lütfen Dedeme selam söyle...

25 Haziran 2007 Pazartesi

Adapazarlı Robinson!

22 Haziran Cuma - 24 Haziran Pazar günleri arası, Sapanca Kırkpınar'da Türkiye Kupası yarışlarında görevliydim (Bilmeyenler için Ulusal Kürek Hakemiyim). Yaklaşık 40 derece güneşin altında diğer hakem arkadaşlarla birlikte görev yapmaya çalıştık.

Kürek sporunda (en azından Türkiye şartlarında) Kontrol Komisyonu hakemleri hariç Başlatıcı, Sıralama ve Yarış Takip hakemleri devamlı olarak su üzerinde görev yapmak durumundalar. Bu nedenle özellikle sıcağın etkisi gösterdiği günlerde saatlerce suda kalınması durumunda özellikle benim gibi beyaz tenliler için büyük sorunlar ortaya çıkabiliyor. Güneşten yanmamak için uzun kollu gömlekler, Indiana Jones şapkalar, beyaz mendiller ve nemlendirici kremler devreye giriyor. Ve emin olun bu hafta sonu 3 gün de devamlı suda olduğum için tabir yerindeyse tam anlamıyla haşlandım. Güneşten korunmak için her yolu denedim. Bir Hakem arkadaşım da bana Robinson diye takılınca yukarıdaki başlık geldi aklıma, gerçekten tek başına bir adaya düşmüş gibisiniz, özellikle sıralamada...

Kürek hakemi olmam konusunda beni yönlendiren şu anki Sakarya Gençlik Spor İl Müdürü Sevgili Ömer Kalkan ağabeyimin "Cenk kürek hakemliğine başlamanı çok istiyorum, çünkü senin bu sporda önünün açık olduğunu görüyorum." sözlerini kendime rehber olarak edindim. 24-25 Aralık 1999'da ilk defa Hakemlik sınavlarına girdim ve kazanmama karşın hakem olabilme yaşı yıl üzerinden bakıldığı için, 21'i tutmadığı için 7 günle hakemlik fırsatını kaçrdım. Yılmadım ve 3 sene sonra açılan sınavlara Temmuz 2002'de girerek bu sefer daha yüksek puanlarla hakemliğimi almayı başardım. Aday Hakem, İl Hakemi, Bölge Hakemi derken en son Ulusal Hakemliğe de hak kazandım ve önümde şimdi tek bir hedef kaldı. Uluslararası yani FISA hakemi olmak. Ömer ağabeyimin ne gördüğünü şimdi çok daha iyi anlıyorum.

Maddi yönden tatmin edici hiçbir tarafı olmayan ve sadece bu spora bir şekilde tutulduysanız yapılabilecek olan Kürek Hakemliği'ni zevkle sürdürmemdeki en büyük nedenler biri de memleketim Sakarya'ya Sakarya'nın yerlisi bir Uluslararası Hakem kazandırmak ve son zamanda içi iyice karışmış, yerlileri parmakla sayılır hale gelmiş memleketimi başım dik ve gururla temsil edebilmek. Ailemin desteğiyle bunu da ilk fırsatta başaracağıma inanıyorum.

16 Haziran 2007 Cumartesi

Büyük Gurur (Yorumsuz)


15 Haziran 2007'de sonuçlanan En İyi Yazar Oylaması Sonuçları
İnanmayanlar için
Ve yayınlanan son yazım (Basketbolun sadece spor olmadığına inananlar için... )

28 Mayıs 2007 Pazartesi

REZALET!!!

Biz Galatasaraylılar'a sonsuzluk kadar uzun gelen bir süredir kulüp başkanlığını sürdüren ve sanki babasının malı gibiymiş hiç de bırakmaya niyeti olmayan Sayın Özhan Canaydın ve arkadaşları bir rezalet'e daha imza atmayı başardı!

Sezon sonu sözleşmesi bitecek olduğu halde ve gelecek sezon için düşünülmemesine karşın Erik Gerets ile yeni sözleşme imzalandı, hem de ne sözleşme! Görevden alınması durumunda 1 milyon 300 bin Euro tazminat alma hakkına sahip olacaktı Gerets. Ve bugün görevden alındı. Tazminat olarak ise 700 bin Euro'yu kabul etti. Bir manada 600 bin Euro ikramda bulundu, hatta abartı değil Galatasaray'a 600 bin Euro hediye etti.

Gerets'e sezon boyunca yapılanlar zaten rezaletti ama o yine tıpkı geçen sezon şampiyonluğu kazanırken yaptığı gibi kendinden verdi ve hakkı olanın yarısını Galatasaray'a hediye etti. Nereden bakılırsa bakılsın Gerets Galatasaray'a 1 şampiyonluk ve 600 bin Euro kazandırarak gitmiştir.

Ama o 700 bin Euro kimin cebinden çıktı acaba!?!

Senelerdir kandırılan, vaatlerle oyları çalınan Galatasaraylılar'ın artık sabrı kalmamıştır. Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşamıyoruz biz. Burada sponsorlar her dakika milyonlarca dolarlar akıtmıyor kulüplere. Burası Türkiye!!!

Sezon sonu yollamayı kafayı koyduğun adama bir de sözleşme imzalatıp, "Sezon sonu kovacağız seni, elin boş gitme." diyorsun! Bu ülkede asgari ücret ne kadar, işçi, memur ne kadar maaş alır haberiniz var mı sizin? Harçlığından, maaşından, fazla mesaisinden arttırıp maça gelen, Ligtv alıp takımını seyreden, size para kazandıran insanlardan haberiniz yok sizin! Asgari ücretlinin 2500 aylık maaşını bir çırpıda nasıl verirsiniz umarsızca, bu paralar nasıl atılır sokağa!

İnanamıyorum, inanamıyorum!

Yaşadığımız ülke Türkiye Sayın Canaydın. Artık sizler ve etrafınızdakiler çekilin sahneden de ne paralar sokaklara atılsın, ne insanlar kandırılsın!

Söyleyin siz de, tazminatınız neyse biz toplar getiririz, yeter ki arkadaşlarınızı da alın, bir daha dönmemek üzere gidin!

Bu kadar REZALET yeter! Biraz gururunuz kaldıysa onu da rezil etmeden bırakın artık!